20 Ağustos 2011 Cumartesi

Bahaneler ve 'Bana Ne'ler...

Tek geçerli sebep bir dönem blogların yasaklanması sebebiyle giriş yapamamızdı. Diğerleri hep bahane. Yazacak zaman bulamamak diye bir şey yok ama insan istiyor ki başka başka şeyler de yapsın. İşte o zaman yok olmasa da yetmiyor zaman. Ya da biz paylaştırmayı bilemiyoruz usülünce. Bir de bizi oyalayan onca şey çıkınca karşımıza bir de bakmışsın ki geride kalmış bütün biriktirdiklerin.

İleti diye bir illet var şimdilerde. İletişimde ol, olma ulaşıyor herkeslere. Kimse bu herkesler? Hayatında mı, aklında mı, gönlünde mi belli değil. Hepsi birer ikon. Oralara yazar olduk adım alışır gibi, sonra da alışıp garip bir adam olduk. Bir göz atımı mesafesinde duran paylaşım sitelerinden dolayı kısaldı cümlelerimiz. Yüz kırk karaktere sığışmaya çalıştık, olmadı. Yine sekeriz oralardan ama adımlarımızın sağlamı buraları titretir. Yoksa bana ne kim neredeymiş, kiminleymiş, kime ne demiş. Ben burada kendimle başbaşa, sokakta sevdiklerimle kol kola olayım, o bana yeter.