20 Haziran 2010 Pazar

Mahcubiyet

Ellerin kadardım ellerinin arasındayken, sonra büyüyüp kayıp gittim o ellerin arasından... Tuttuğum ellerin ve sözlerinle kaybolmadan buldum hep yolumu. Yerinde durmayan gözlerine sabitleyemediğim gibi gözlerimi, kendim de duramadım yerimde. Seçemediğim yolların nereye gittiğini bilemeden yürüyorum hayatta. Sen bana baktığında ne görüyorsun onu da bilemiyorum ama ben sana her baktığımda mahcubiyet yaşıyorum. Yarım kalan sayfaların uçları gibi bükük boynum. Yere değen bir pantolon paçası gibi ölçüsüz, bardağın dibinde kalmış çay gibi kurumuş hayallerimi yaşatamadığım için...

Hiç yorum yok: