1 Mayıs 2010 Cumartesi

Bağlarım

Beni hayata bağlayan, oynaması da izlemesi de ayrı bir keyif olan güzelliklerden biridir futbol. Güzelliğini kazanmaktan öte yaşattığı duygularda bulduğum, tribündeyken de oyunun içindeyken de hırsla değil, aşkla takip ettiğim meşin yuvarlağın bitmeyen hikayesiydi...

Yedi sekiz yaşlarından beri top teptiğimi düşünürsek yirmi beş senedir de fiili olarak haşır neşiriz demektir futbolla. Kendimce yaptığım hesaplarla maksimum beş altı sene sonra noktayı koyarak uzaktan sevmeye devam edecektim. Olmadı.. Evdeki hesap çarşıya uymadı ve geçtiğimiz hafta yırtılan sadece sol diz çapraz bağlarım değil, benim yazdığım hikayede futbola ayrılan kısmın da kalan sayfaları oldu.

Hiç yorum yok: