5 Ekim 2009 Pazartesi

Kına

Hayatımda hiç tanık olmadığım bir olaya başrol oyuncusu olarak iştirak etmek durumunda kalmıştım kendi kına gecemde. Alternatif düğün gibi bir şeydi benim için, bir nevi düğün öncesi hazırlık maçı gibi. Acemilik olunca sorduk soruşturduk, sağ olsun kayınvalide senaryonun büyük kısmında etken oldu. Kostüm, dekor, müzik hepsi hazırlandı. Bu gibi eğlenceler açık havada, özellikle köylerde daha bir hakkıyla düzenleniyor aslında ama bizimkinin de ondan eksik yanının kalmayacağı belliydi. Düğün Cumartesi olunca, kına gecesi iki gün öncesinde, Perşembe gününe ayarladı. Ne güzel halı sahada top oynayacaktık o akşam ama kendi kınamda sahnede olmak uğruna sahalara bir haftalık ara vermem icap ediyordu. Çocuklara "Kınam var o gece gelemeyeceğim derken", şimdiye kadar sadece isyan modundayken kullandığımız kelimeyi sahiplenince esprilere maruz kaldık tabiatıyla.

İşten çıkıp kayınvalidelere gittiğimde organizasyon her şeyiyle hazırdı. Ben sadece sahnedeki sıramı bekleyecek ve o dakika yerimi aldıktan sonra olayların gidişatına ayak uyduracaktım. Karşı komşu senelerin eskitemediklerinden olunca kapılar açılmış evler birleştirilmişti, bir tarafta erkekler sohbete koyulmuştu, ötekisinde oyunlar oynanıyordu. Trafik mutfakta da bir hayli sıkışıktı ve el birliğiyle kına hazırlanıyordu. Ben ise elimdeki bir kadeh şarabı yudumlayarak Cumartesi gününde çalınabilecek giriş, ilk dans ve pasta müziklerini belirlemeye çalışıyordum kafamdan. Yan tarafta çalan müzikler oldukça farklı telden çalsa da kalbimin ritmi hepsine ortaktı.

Sıram geldiğinde kalabalığı yararak, ortada bana ayrılan sandalyeye oturdum. Yanı başımda duran ve bindallı denen kıyafetin üzerinde örtülen eşarptan yüzü görünmeyen kişinin başka biri olma olasılığını ortadan kaldırmak amacıyla "sen misin?" diye sordum. Daha cevabı alamadan türküler eşliğinde kına geldi ve tören başladı. Geri dönüşü olmayan bir yolda, başrol değil de daha çok yardımcı erkek oyuncu havasında olduğumu fark ettim. Herkes gelin olacağa odaklanmışken yüzü gözü açıkta olan benim pek bir havam yoktu. Öyle ya kıyafetler ona özeldi, bense işte giydiğim takım elbisem ve sabah kesmeme rağmen hafif uzamış sakalımla oturuyordum sadece. Annemi görebildim arkamı döndüğümde, o da bana gülümseyerek göz kırptı ve sanki her şeyin kontrol altında olduğunu ima etti. Kayınvalidem de tam arkamızda duruyordu. Anneleri arkamıza aldığımıza göre sakata gelmeyiz diye geçirdim içimden. Sonra bizim valide sultan, hanımın (o ara nişanlıyız tabi) eli açılmadığı için (sakatlık yok dedim ya, usulen açılmıyor, altın koyulacakmış) avucuna bir şey bıraktı. Bir kaç tur etrafımızda dönülmesi bu seramoninin öncesinde miydi sonrasında mıydı şimdi unuttum ama nihayetinde önce onun eline, sonra da tüm ısrarlarıma rağmen, bir ara kulağıma da sürülme tehdidinden sonra, az bir miktar da benim elime kınalar yakıldı. Bilindik yüksek tepelere evler kurulurken gözler hanımın üzerindeydi, ben ise gözümde patlayan flaşlardan ötürü pek bir şey göremez haldeydim. "Annesi ağlıyor..." diye bir fısıltı duydum ki, yanı başımda dünden hazır olan yaşlar dökülmeye başladı bizimkinden. Halbuki ne güzel oynuyordunuz az önce, niye ağlattınız karım olacak kadını? Onun gözyaşlarını silmek için olay mahalini terki sırasında ben de fırsattan istifade kuru pastaların arasından bulduğum bir peçete ile elimi silerek delil bırakmadan tekrar erkeklerin arasına geçtim...

Kendi kınam böyle geçtikten sonra yine düğünü için geldiğimiz Ankara'da, hamından ötürü kuzenin kına gecesinde bulunmak icap etti hafta sonu. Yine bir evde bizimkine benzer düzende seyreden gelişmelere uzaktan eşlik ederken, bir odada viskiye enerji içeceği katıp demlenmeyi tercih eden gençlerle geçirdik geceyi. Arada odaya gelen teyzeler de ne içtiklerini bilmeden şişeye ortak olunca depoladıkları enerji sayesinde halayı bitiremediler geç saatlere kadar. Orta yaş ve üzerinin sahip çıktığı bu geceye elinde kadehlerle teşrif eden, otuzlarında seyreden bizler ve otuza merdiven dayamış kuzenler sadece birer konuk olduk. Acaba merdivenin boyu uzadığında kendi çocuklarımız için bizler bu tip eğlenceler düzenleyecek enerjiyi bulabilecek miyiz merak ediyorum.

Hiç yorum yok: