19 Kasım 2009 Perşembe

Çekirdeğin Kralı

Tuzlu, tuzsuz, iri, ufak, bir avuç, bir kase, bir paket... Nasıl olursa olsun, ayçekirdeğine tercihimdir kabak çekirdeği her daim. Hep de tek kalmışımdır bu seçimimde. Çocukken çekirdeğe kilitlenen dudaklar tuzdan şişer, dişler siyaha çalarken ben kabak çekirdeğinin bembeyaz hayalleriyle yaşardım. Bugün maçlarda bile ne hikmetse "Haydi eğlencelik!" diyerek satılan çekirdekler sırf ayçekirdeği oluyor. Sonra sağdan soldan uzatılan paketlerden avuçlara dökülerek ikram edilince, ayıp olmasın diyerek alıyorum bir miktar. Tatsız tuzlu bir şey nasıl olurda eğlendirebilir ki beni? Aksine aklıma kabak çekirdeğini getirerek canımı önce çektirip sonra sıkıyor her defasında. Yazın normalden fazla susattığı için sıklıkla yiyemesem de havaların serinlemesini fırsat bilip hemen marketlere koşuyorum. Düne kadar kuruyemişçilerinkilerinden ziyade Tadım'ın kabak çekirdeğini keyifle yerdim. Yakın zamanda çıkan bir çok firmanın ürünleriyle seçenekler çoğaldı artık. Bulabildiklerimi aldım geldim eve. Yaşasın ayçekirdeğine karşı kabak çekirdeği sevgimiz.

Hiç yorum yok: