18 Ağustos 2009 Salı

Arada Sırada Düşünür

Tatil dönüşü insanın psikolojisi bir garip oluyor. 'Bir gün önce ne yapıyordum, şimdi ne haldeyim' diye düşünüyor insan. İstanbul'dayken sıkıştığı akrep ile yelkovan arasında, başını da ellerinin arasına alıp düşünmeye bile fırsat bulamıyor. Tatildeyken farkına varıp da dönünce elinde olmayanlar için hayıflanıyor ve yaşadığı güzellikler fotoğraflarda kalıp, bir albüm içinde kendine yer bulduğunda normale dönüş başlıyor. Normali bu mudur pekiyi? Hayatın güzelliği bir tatilde mi saklıdır sadece? Ya da bir hafta sonuna sığar mı? Nedir bu her tatil dönüşünde bizi isyan ettiren şey? Hayatı tatil tadında yaşamak mümkün değilse bile onu anlamlandırıp, tatilden alınan keyfi genele yaymak için ne yapmalı?

Farklı bir tatildi bu sefer ki. En güzeli olmak için alternatifleri olsa da en özgürüydü kesinlikle. Bir tekneye atılan adımla koptu bütün bağlar. Nerde akşam, orda sabah, koy koy gezildi. Hayal ettiğimiz gibi yıldızları seyrederek uykuya daldık ve sabah üzerimize doğan güneş ile uyanıp yüzümüzü denizde yıkadık. Bir hafta boyunca yarı çıplak yaşadık. Ayaklarımız özgür, bedenimiz özgür. Ne bir tişört ne bir çorap. Sadece dönüşümlü giyilen mayo ve şort mayo idi kostümümüz. Akşam üstleri bira veya şarap, yemeklerde rakı eşlik etti bize. Müziği biz seçtik, yediğimizi önümüze, yemediğimizi ardımıza koyduk. Yedik, içtik ve doyduk.

Son gün karaya yanaşırken herkesi bir hüzün kapladı doğal olarak. Kısa süren bir hikayenin mutlu mesut yaşanan satırları bitmek üzereydi. Kaçınılmaz son ile en keyifli ulaşım aracından en sıkıntılısına transfer olup bedenlerimizi İstanbul'a taşıttık topluca.

Sabah bir arkadaşıma konuyla ilgili veryansında bulunurken bana Bülent Ortaçgil'in şarkısını gönderdi. Resmen durumu özetlemiş. Şarkının adı 'Arada Sırada Düşünür'.

dünyayı sığdırmış evine / beşe dört metre / yüz metre küp hava memnun / dünyası cebindeki kadar / birkaç binlik (birkaç milyon) / birkaç anahtar emin / arada sırada ne yapmalı / kime gitmeli, kimden sormalı diye düşünür / dünyası gezdiği yollar / evden işe, işten ev kadar kısa / kokladıklarıdır dünyası / limon kolonyası, lavanta...hepsi uçucu / arada sırada ne yapmalı / kime gitmeli, kimden sormalı diye düşünür / dünyadan okuduğu şeyler / tv haberleri, gazeteler kupon kupon... / dünyası aldıklarının küçük bir listesi / üç, beş, altı... ucuz / arada sırada ne yapmalı / kime gitmeli, kimden sormalı diye düşünür

-Devam edecek-

1 yorum:

Emel S. dedi ki...

Huzur ve keyif,demli bir bardak çay da bulunur bazen, bazen de yıldızların altında kayan gözlerde...
Aynı pencereden bakan gözlerdeki yanılsama gibidir mekanlardaki anlam.
Hoş geldiniz.